vurgun sevinci
erken uyanan ağaçların ıslığında
gelincik saçlı bir kız gençliğim
soğuk uçurum kıyısı ve künyesiz sesler
uzak yılların yankısı anlar yok aramızda
bir solukta tükenip yeniden çiçeklenen
amansız sevdalara yazgılı seyirler
avuçlarımda acımsı mutluluğun
dünle aramda deniz
yarım gölgen yorgun yüzün
güneş olsam doğmasam
sevinç olsam değmesem gülüşüne
sokağımda bahar penceremde kış
soframda anasız büyümüşlüğün
suskun durağından düşlerin
duasız çıkar yola
avlunun soğuk taşlarını adımlayarak
gelir her sabah ölümden önce
tel örgüler giyinmiş bir özgür adam
zamanın yakasında o şüpheli elleri
paslı damga teninde adım
unutulmadım sürüldüm uzağına
çaresi yok kayıp bu aşkın ertesi
yaktım gemileri ay ışığında
çalımlı alevlerle tutuşan gövden
haziran biçti yalnızlığımdan
aslında erkendi henüz sevmiştim
yoksulluğumuzu bölüştü kalabalıklar
bütün suçlardan geçmiş
kederli sakalı ayrılığı süpüren
kapı önlerinden uysal evlerin
yeryüzü yağmur yazgılı çocuk
bir ucunda kokun utangaç telaşın
el değmemiş bir köşede geçmişin
babamın gözyaşlarıyla ağlasam
toprağında yaramı kanasam
vurgun sevinci içim istanbul ve sonbahar
mayıs 2006 Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder