10 Şubat 2009 Salı

neritel

neritel

çarmıha gerilen karanlık saatlerde
fahişe kaldırımlar yalnızlığımız
bir adam öylesine yürür geçmişe
bir kadın geleceği solar
kirpiğinden sökülmüş gözleriyle
kurşuna dizilir özgürlüğümüz

bir kız saçlarını tarar yağmura durmadan


özsuyunu akıtır gelincik ağzına
ay damlar kırmızısından
korkunun son devriyesinde
çocuklarla umut ve aşk
yol ayrımı içimizde sessiz

sonsuzluğa değer tomurcuğun patlaması
çaresiz dudaklarıyla
ovaların evlere kavuştuğu yerde
çelimsiz bir at mıhlanan zaman
gün değil ki gün
akmaz olan su yolcusuz yol
dertli bir insan yüzü
gecenin çöplüğünde
kim ölür böyle göğsümüz dikenli tel
ben acırım değdikçe


ve seni unuturum bir apartman boşluğunda
incecik sızar kan tırnaklarımdan
kim ölür can veririm dağlara vurgun
çıkarıp kül birikmiş bakışlarını
kızlığımı sökerim annenin teninden
yanılgı mı tüm sevişlerimiz
rezilce kıvrılır içimize korku
utanır sokaklar vitrininden

bir kız saçlarını tarar yağmura durmadan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder