kadavra
yüzünü kapatarak çıkma sokağa
düşersen ölümün kollarına
erken inen bir haziran sıcağında
kendine yalansız bir soru gibi
kimler vurulmadı ki yüreği yangın
kurşun tüküren bir gecede korkmadan
yürüye
yürüye
gökyüzünden sarkan savaşın memeleri
sığınağı yok yüzyılımızın
yıkıntılar içinde koşarken
yeniden ölür mü ölür insan
toprağa emzirir analar efkarını
neler doğar gün doğmadan
bağıra
çağıra
beyaz yüzü gerilmiş yalnızlığın
cebinde yaşanmamış yıllar
koklayınca yeryüzü koca bir çiçek
kirpiğinde şafak bozgunu bal rengi
o öpüşme kalsın dilimizin altında
çoğala
çoğala
kuşanmış da geliyor dağlarını
kan sesi hıncahınç bahar
çocuklarla büyütüyoruz uyanmanın düşünü
terli göğsünde geleceğin
adımız sevdaya rehin
gerisi kadavra çürütür kokusunu
acımızı
azalta
azalta
y ü z ü n ü k a p a t a r a k ç ı k m a s o k ağ a
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder