16 Kasım 2011 Çarşamba

sanki ayin

sanki ayin

ölü sevici: şairlerdir nedenim
ya ölü ya da sarhoşlar ve
içki kokusunu sevmem benim değilse

ruhi bey: bu şiirde ne işim var ki benim
kendini döllemeye razı eril bir bekleyiş gibi
kaldım zaten her sayfanın sonunda

peder: dua alışkanlıklarınızdan ürperir
ey ölümlü günahkâr
gölden ve rüzgârdan geçen
soluğudur rabbin
ey meryemin ışığı
ey merhamet
ey sabır
ey ayinin kutsanmış alevi

musalla taşı: ölüler yıkanmak istemiyor ki

ip: intihara hep inandım hep inandım
siz bana geciktiniz

suçiçeği: ah sevdam benim dağ göllerinde
sanmayın sökülmüş yazgımdır
dişi organından tutarlar beyazlığı
saçlarımı sana sakladım sana sakladım

şair: aksayan yanımı çoğaltıyorum aldırmayınız
küldendir kumaşımız

ölü yıkayıcısı: gümüşsü bir yakınlık sunmuştum size
sırtı dönük uyuduğunuz gece
kendinize
çaldığınız kapı başlangıcımdı

su: kanatları gökyüzüne benzemiş
ölüme değişinde yedi kat
tenin soğukluğuna konmuş
kelebektiniz sandım

imam: sala vakitlerine benziyor insan git gide
bir basamak daha bekliyor minareden göğe uzanan
çıktıkça son basamağı
sırtıyla yitik hançer

Nilüfer Altunkaya


-akköy-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder