güzelleme
direnmek güzeldir ellerine
bir yasemin kadar açmış kederini
geçerken tenin çaresizliği bir şiiri bir aşkı
sevişmek güzeldir
ne olurdu eve dönseydi bütün babalar
oyunlara kara haberler saçılmasaydı
yenilemek gerek bugün odalarını geçmişin
başlamak güzeldir
güzeldir seninle çay bahçeleri
seninle acılar, kavuşmalar, ihanet bile belki
ne olurdu bitmeseydi, baharın yüz görümlüğü
düşlemek güzeldir
seninle güzeldir çelişik duyumsamalar
bir mutluluk bir ölüm sessizliği
bütün ömrünce beklediğinden
vazgeçmek güzeldir
2009-04-06
5 Nisan 2009 Pazar
uzakta
uzakta
bir uzak laciverde takılır gözlerin
sabahların içinden kadife boşluklardan akan
unutulmuş bir yaranın izine gülümsemek
bunca unutuş içinde mıhlanıp kalmak
ben geçmiş zamanlardan topluyorum baharlarımı
sen düşlerimi giyiyorsun yalnızlığımın esrarını buruşturarak
okşadım kirpiklerini, bitti gün
olasılıkların erdemli başlangıcı bir yüreğin bir yüreğe atışı
sular bile yorgun sevgilim kanamaktan
onca zaman döne döne hiçleşti sensizliğim
yılların aktığı kuyulardan yüzün gülümsedi
gözlerin uzak iklimlere özlemimdi
ağlıyorsun tek günahkârı gibi aşkın imkansızını tutuşturarak
kapattım perdeleri, bitti gün
gelmedin
nisan 2009-04-06
bir uzak laciverde takılır gözlerin
sabahların içinden kadife boşluklardan akan
unutulmuş bir yaranın izine gülümsemek
bunca unutuş içinde mıhlanıp kalmak
ben geçmiş zamanlardan topluyorum baharlarımı
sen düşlerimi giyiyorsun yalnızlığımın esrarını buruşturarak
okşadım kirpiklerini, bitti gün
olasılıkların erdemli başlangıcı bir yüreğin bir yüreğe atışı
sular bile yorgun sevgilim kanamaktan
onca zaman döne döne hiçleşti sensizliğim
yılların aktığı kuyulardan yüzün gülümsedi
gözlerin uzak iklimlere özlemimdi
ağlıyorsun tek günahkârı gibi aşkın imkansızını tutuşturarak
kapattım perdeleri, bitti gün
gelmedin
nisan 2009-04-06
kuyu
kuyu
kız:
anladım sesin yok bugün
çiçeksiz dallar geçti yolumdan
bir dertli şair kolumdan tuttu
kaybettim dedi yolumu, aslımı ararken
şair:
bir kayboluş değil ki sevda
uyanmak yarından şimdisiz
inciler biriktirmek çocukluğuna
ayrılık sinmiş kısa anlardan
kız:
çıktım bu seyirden yorgunum yine
çoktan bozdum oyunu, geri çekildim yine
yalanım yoktu öğrendim
yalnızlığı, insanoğlunu
ateşi yani suyu
şair:
sözcükler giyinmiş içimizi
gölgesiyiz yalnız hiçliğin
sinsi bir ölümle gelsen de
yine de armağansın ömrüme
al umudu kaldırımdan
kuru ekmek parçası
ıslanıp yem olur kuşlara
içine çek nisanı düşlerini anımsa
kız:
toprak rüzgâra karışınca
buldu başlangıcı
soldu gün gecede
böyle bir sevdadan doğdum gizlice
şairim dedi aşk ve acı başımla birlikte
saçak altlarında söyleşiriz yağmurla
sevda olur düşeriz kendimize
şair:
oysa deniz sanki bizi çırpınıyor
pencerede küllenen ışık
sönen mum hurda bir güvertede
kız:
çözülmüştü saçlarım koşamadım anneme
iki yüzü de ayna baktım durgun zamana
kuyuya düştü yüzüm
mayıs 2008
kız:
anladım sesin yok bugün
çiçeksiz dallar geçti yolumdan
bir dertli şair kolumdan tuttu
kaybettim dedi yolumu, aslımı ararken
şair:
bir kayboluş değil ki sevda
uyanmak yarından şimdisiz
inciler biriktirmek çocukluğuna
ayrılık sinmiş kısa anlardan
kız:
çıktım bu seyirden yorgunum yine
çoktan bozdum oyunu, geri çekildim yine
yalanım yoktu öğrendim
yalnızlığı, insanoğlunu
ateşi yani suyu
şair:
sözcükler giyinmiş içimizi
gölgesiyiz yalnız hiçliğin
sinsi bir ölümle gelsen de
yine de armağansın ömrüme
al umudu kaldırımdan
kuru ekmek parçası
ıslanıp yem olur kuşlara
içine çek nisanı düşlerini anımsa
kız:
toprak rüzgâra karışınca
buldu başlangıcı
soldu gün gecede
böyle bir sevdadan doğdum gizlice
şairim dedi aşk ve acı başımla birlikte
saçak altlarında söyleşiriz yağmurla
sevda olur düşeriz kendimize
şair:
oysa deniz sanki bizi çırpınıyor
pencerede küllenen ışık
sönen mum hurda bir güvertede
kız:
çözülmüştü saçlarım koşamadım anneme
iki yüzü de ayna baktım durgun zamana
kuyuya düştü yüzüm
mayıs 2008
veda
veda *
aynalar da buz tuttu sesim de
dokunamam ki sarılıyız dikenli tellere
gün boyu terleyen bir ağaç gibi beklesem de
kal diyemem ki ille özgürlük önce
bembeyaz bir çarşaf seremedim yanılgılara
kiri sökülmedi özlemlerin, kırgınlıkların
çocukça yalanlarla girdin sıcağıma
öpüşünün damgası kururken terimde
şarkılarla, şiirlerle, yasak sevgilerle
ölümcül ihanetler biriktirsem de
gel diyemem ki ille özgürlük önce
dişil yaseminler takıp hasretlerine
inançlar süzerim boşluklarından
bu mercan yalnızlık kalır sinimde
alev alev saçıldığın kasırgalardan
bin pişman yollarım seni kıyısız sürgünlere
nilüfer altunkaya
*anafilya- nisan
aynalar da buz tuttu sesim de
dokunamam ki sarılıyız dikenli tellere
gün boyu terleyen bir ağaç gibi beklesem de
kal diyemem ki ille özgürlük önce
bembeyaz bir çarşaf seremedim yanılgılara
kiri sökülmedi özlemlerin, kırgınlıkların
çocukça yalanlarla girdin sıcağıma
öpüşünün damgası kururken terimde
şarkılarla, şiirlerle, yasak sevgilerle
ölümcül ihanetler biriktirsem de
gel diyemem ki ille özgürlük önce
dişil yaseminler takıp hasretlerine
inançlar süzerim boşluklarından
bu mercan yalnızlık kalır sinimde
alev alev saçıldığın kasırgalardan
bin pişman yollarım seni kıyısız sürgünlere
nilüfer altunkaya
*anafilya- nisan
körebe
körebe
denizin mavi turuncu başlangıcına dön yüzünü
sesini bıraktığın şiirlerden büyü hasretle
gülümseyen aydınlığın bana aksın
çocuklar saçılsın sokaklara
bir müjdeyle dolsun odalar evler
gelinler, kızlar sıyrılsın saçak altlarından
silinsin yoksulluğun izi babaların yakasından
sana baharın ılık yağmurları gibi saklandım
ilk adımı gibi kırlarda ölü bir gelinciğin
kaldırımların hıçkırığı, kekeme ölümü gibi köylerin
dağ başlarının, durgun göllerin yeşil umudu gibi
terk etmek gibi bu şehri başucunda bir zarf bırakıp
kurgulanmış intiharlar, yasak sevişler
baştan aşağı özgürlük kokan devrimci tutkular
seni saran uzamın kanatlanışı gibi her aşktan
sırıl sıklam saklandım sana
ayrılmayacağız
kimse duymadan ilişiverecek sesim sesine
bir masalı uyuyup bir düşü sayıklayacağız
günler geceler boyu zamanı uyuyacağız
Nilüfer ALTUNKAYA
denizin mavi turuncu başlangıcına dön yüzünü
sesini bıraktığın şiirlerden büyü hasretle
gülümseyen aydınlığın bana aksın
çocuklar saçılsın sokaklara
bir müjdeyle dolsun odalar evler
gelinler, kızlar sıyrılsın saçak altlarından
silinsin yoksulluğun izi babaların yakasından
sana baharın ılık yağmurları gibi saklandım
ilk adımı gibi kırlarda ölü bir gelinciğin
kaldırımların hıçkırığı, kekeme ölümü gibi köylerin
dağ başlarının, durgun göllerin yeşil umudu gibi
terk etmek gibi bu şehri başucunda bir zarf bırakıp
kurgulanmış intiharlar, yasak sevişler
baştan aşağı özgürlük kokan devrimci tutkular
seni saran uzamın kanatlanışı gibi her aşktan
sırıl sıklam saklandım sana
ayrılmayacağız
kimse duymadan ilişiverecek sesim sesine
bir masalı uyuyup bir düşü sayıklayacağız
günler geceler boyu zamanı uyuyacağız
Nilüfer ALTUNKAYA
2 Nisan 2009 Perşembe
şair ve kız
şair ve kız
şair; yorgunum imgelerin telaşından
kız; susmaktan
şair; her renksin sen gözlerin esmer
kız; üşümekten
şair; umudum yok kendimden yana
kız; kanamaktan
şair; bak bunlar senin için
yaprakları suya dalmış söğütler
göç etmeyi unutmuş leylekler
sesinin kuytusunda açmış kardelen
yeniden gençliğine saçılmış aşklar
kız; beklemekten
şair; kavuşsak diyorum bazen
kız; ölmeden
nisan 2009
şair; yorgunum imgelerin telaşından
kız; susmaktan
şair; her renksin sen gözlerin esmer
kız; üşümekten
şair; umudum yok kendimden yana
kız; kanamaktan
şair; bak bunlar senin için
yaprakları suya dalmış söğütler
göç etmeyi unutmuş leylekler
sesinin kuytusunda açmış kardelen
yeniden gençliğine saçılmış aşklar
kız; beklemekten
şair; kavuşsak diyorum bazen
kız; ölmeden
nisan 2009
çiğ damlası
çiğ damlası
yüzün dökülür sokağa yorgun
mavi boşluğundan tutar ölümün
sabah serinliğinde kendine akan
çiğ damlası gibi düşersin içime
okşarım duvarlarını son nefesimle
ağdalanır hiçliği ömrümün
tenim ayrılık sorgusudur
boşuna üşürsün öpme
yüzün dökülür sokağa yorgun
mavi boşluğundan tutar ölümün
sabah serinliğinde kendine akan
çiğ damlası gibi düşersin içime
okşarım duvarlarını son nefesimle
ağdalanır hiçliği ömrümün
tenim ayrılık sorgusudur
boşuna üşürsün öpme
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)