geniş zamanın hikâyesi
o puslu omzuna ne de yakışırdım
saçlarım bir dağ gibi susan 
göğsünün rüzgârında
incecik dururdum kalabalığında
nerden bileceksin
sen tözden kalkıp ıssızlığa yürürdün
inancı biçimlerdi ellerin
bir huyu çekerdi dokusundan
geceye benzerdim
sözcüklerin bilincinde tutuşmaktı 
bu kuytu yolculuk 
ah nasıl da anlardım
uzak bir bakışınla aralanırdım
sızıdan kurgulanarak
hızını beklediğim o çıplak renge
kör sağır kuyulara serpip tenimi
nerden bileceksin
yitik bir dal gibi yalnızlığa yürürdün
yüreğinin toprağıyla kuşatılmış 
damlaydım
d
   e
      r
         k
e
   n
sönmeye benzerdim
nilüfer altunkaya
akatalpa